Kilise, Anadolu’yu silahsız bir haçlı seferiyle geri alacak kadroyu yetiştirmeye tahsisli Amerikan Koleji’ni Sultan Fatih’in gemileri karadan yürüttüğü Rumeli Hisarı’nda açtı. Ahmed Vefik Paşa’dan alınan arsa üzerine kurulan ve her nevi fesat mikrobunun üretim çiftliği olan bu okul, model alındı ve 1905 tarihi itibariyle Anadolu’da ecnebilere ait kolejlerin sayısı altı yüze ulaştı. Misyoner Cyrus Hamlin, Amerikan Koleji olarak açılan ve daha sonra adı Robert Koleji olarak değiştirilen okulun konumunu, “Hristiyanlığın İstanbul’a giriş kapısı” olarak ifade etti.
Ahmet Vefik Paşa’nın okula arsa tahsisinden ziyadesiyle müteessir olan II. Abdülhamid (rahimehullah), Paşa’nın ölümü sırasında (1891) nereye gömüleceği kendisine sorulduğunda; “Onu, Kayalar Kabristanı’na defnediniz. Robert Koleji’nde çalınan çan sesleri kıyamete kadar kulaklarında çınlasın” dedi.
Robert Koleji’ni 1901’de AB (en yüksek ikinci not) derecesiyle bitiren Halide Edip Adıvar’ın İslam kadınının modernleşmesinde oynadığı rol ve İstiklal Savaşı esnasında ısrarla Amerikan mandasını savunması ecnebi okulların etkisini resmetmesi açısından önemlidir.
Rumeli Hisarı bir cihetle gemileri karadan yürüten iman ve iradenin abideleştiği merkez, diğer cihetle ise küfrün İslam’ı çökertme planının başlangıç noktası olarak öne çıkıyor. Oluşla, yok oluşu cem eden bir nokta.
Yıkıldığımız yerde yeniden doğrulma istidadına malik olabilecek miyiz? İlim, fikir ve harekete bulaşan inkar ve zillet virüslerini imha edebilecek miyiz?
Yüreklere semadan sekinet yağıyor. İrademiz muhkem, îtimadımız tam. Yakın bir gelecekte;
Rumeli Hisarı’nda rahlesinde Kur’an-ı Kerîm, omuzunda Buharî Şerif, sırt çantasında İdeolocya Örgüsü olduğu halde zuhur edecek İmam Hatip nesli Hamlin’in “Robert Koleji”ni inşa ettiği noktada ümmetin “zafer kürsüsü” olan İstanbul’a bakacak, mevcudu mütalaa, hali de muhasebe edecek ve işte orada “büyük fetih nizamnamesi”ni yazacak.
Müslüman Gençler ecnebi okullarında Batı aklıyla yetişen ya da oralarda okumadığı halde onlarla gönül birlikteliği olan kuşağın teslimiyetçi duruşuyla kaybettiğimiz her şeyi silahsız bir fetih harekâtıyla geri alacak. Âlem-i İslam, bu fethin er ve kurmay kadrosunda ki kahramanları istikbal etmeye hazırlanıyor.