Nisap miktarı mala sahip olmayan(fakir) kişinin kurban kesmesi vacip değildir. Buna rağmen fakir olan kişinin kesmek üzere kurban satın alması, “Ben bu satın aldığım hayvanı kurban etmeyi nezrettim” anlamına geleceğinden artık o hayvanı kurban etmesi vacip olur.[1] Bu durumdaki kişi, kurban ibadetinden vazgeçemeyeceği gibi satın almakla hayvanı tayin ettiğinden onun yerine başka bir hayvan da kesemez. Zengin olan kimseye ise diğer şartlar sağlanıyorsa şeriat tarafından kurban vacip kılınmıştır.[2] Onun vazifesi belli vasıfları taşıyan herhangi bir hayvanı kurban etmektir. Zengin, kurbanlık hayvanı satın alsa dahi kurban ona satın almakla vacip olmadığından o hayvanı kurban etmek zorunda değildir. Karar değiştirip farklı bir hayvanı da kurban edebilir.[3]
Buna göre Kurban Bayramı günleri geçmesine rağmen kurbanını kesmeyen kişi, fakir olur ve kurbanı satın alırsa o hayvanı diri olarak sadaka verir. Çünkü fakir tarafından kurban için satın alınan hayvan, kurban olarak tayin edilmiştir. Kurbanını kesmeyen şahıs zengin ise; hayvan tayin edilmiş olmadığından satın aldığı hayvanı veya bir koyun kıymetini sadaka olarak verir.[4] Kurban kesemeyen kişi tasadduk etmeden önce hayvanı kesecek olsa kendisi ve ailesi onun etinden yiyemez.[5]
[1] Alâuddîn Ebu Bekir b. Mes’ûd el-Kâsânî, Bedâiu’s-Sanâi’ fi Tertîbi’ş-Şerâi’ (Beyrut: Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, 1986), 5/66.
[2] Bkz. Alâuddîn Muhammed b. Ali el-Haskefî, ed-Durru’l-Muhtâr(Haşiyetu İbn Abidin İle Beraber) (Beyrut: Dâru’l-Marife, 2015), 9/521.
[3] Bkz. el-Kâsânî, Bedâiu’s-Sanâi’ fi Tertîbi’ş-Şerâi’, 5/66.
[4] Bkz. Burhanuddîn el-Merğînânî, el-Hidâye Şerhu Bidâyeti’l-Mübtedî (Karaçî: Mektebtu’l-Büşrâ, 2021), 4/84.
[5] Bkz. Muhammed Emin İbn Abidin, Raddu’l-Muhtâr ala’d-Durri’l-Muhtâr (Beyrut: Dâru’l-Marife, 2015), 9/533.