SARIKLI SOSYALİSTLER
Her şey gibi Müslüman olmanın da Müslüman kalmanın da bir bedeli vardır. Bedel, nailiyete, nailiyet de muvaffakiyete gebedir. Sahabe Müslüman olmak için yerinden, yurdundan ayrıldı;
Her şey gibi Müslüman olmanın da Müslüman kalmanın da bir bedeli vardır. Bedel, nailiyete, nailiyet de muvaffakiyete gebedir. Sahabe Müslüman olmak için yerinden, yurdundan ayrıldı;
Müslüman susunca da konuşur; duruş, yürüyüş, yöneliş ve sukûta bürünüş sohbetleri yapar. Bakarak, yutkunarak da anlatır meramını. Allah Rasûlü gibi en öfkeli olduğu anlarda bile
Kardeşlerim! Büyük Doğu, İslam’a sımsıkı perçinli bir dünya görüşü… Büyük Doğu, ezelden ebede akan İslam mecrasını anlama, onun önündeki engelleri kaldırma ameliyesi…Üstad’ın ifadesi ile “İslam’a
Çocuk konuşmaya “anne” diyerek başlar, ilk anneyle cümleler kurar. Düştüğünde, acıktığında, başını bir yere çarptığında hep “anne” diye ağlar. Uyanıp onu evde bulamadığında elbisesine koşar,
Ahmed, üç kızı olan bir babanın tek oğluydu. Kız kardeşleri babalarını, “Ahmed evin yolunu unuttu, her gün başka bir kızla dolaşıyor.” diye ikaz eder lakin
İyilik, güzellik, adalet ve hakikat adına her şey İslam’da; doğumdan ölüme, ahlaktan hukuka, fertten devlete kadar da İslam her şeydedir. Bu yüzden aklın Şeriat’ın, aşkın
Müslüman zamanı bilir, mekânı tanır, çevreyi ihâta eder lâkin ne zamandan, ne de mekândan yolunu değiştirecek çapta etkilenir. Kâbe dünyanın, Müslüman da insanlığın merkezidir. Merkez
Müslüman önce inanır, sonra yaşar ve ardından insanları yaşadıklarını yaşamaya çağırır. İdeolocyaların bağlılarından ise şu üç özelliğiyle ayrılır: Allah’a ﷻ çağırır, ameli salih işler, “Ben
Yol belli, menzil de malum olduktan sonra Allah’ın ﷻ rızasına talip bir mümin için kimin ne diyeceğinin ya da ne yapacağının ne önemi var? Kabe-i
İslam bir hürriyet çağrısıdır. İnsanlığı binlerce ilaha kulluktan kurtarıp bir olan Allah Azze ve Celle’ye teslim olmaya çağrır. Allah Rasûlü ﷺ İslam davetine, Mekke’nin şifahi