Dinle Ey Mısır!
Dinle ey Mısır! Hz. Resulullah (sallalahu aleyhi ve sellem) konuşuyor, ya da seni İslam’la şereflendiren ashab konuşuyor desem bana kulak verir miydi?
Dinle ey Mısır! Hz. Resulullah (sallalahu aleyhi ve sellem) konuşuyor, ya da seni İslam’la şereflendiren ashab konuşuyor desem bana kulak verir miydi?
Lider oldun, padişah oldun. Şam’da, Bağdat’ta, Mekke’de, Medine’de hutbe okuttun. Fakat ne Haccac gibi zalim ne Me’mun gibi hakim oldun.
Vahiy her defasında akla galip gelmesine rağmen “akıl” inadına “münkir” olmaya devam etmiştir.
Hindistanlı Âlimin Rüyasındaki Osmanlı Evladı Kur’an-ı Kerim Mekke’de de Medine’de de hayatın en temel konularına müdahil oldu, çareler üretti. Allah Rasûlü (sallâllahu aleyhi ve
Münkir aklın; vahyi ve yaratılışı inkar etmek için uydurduğu taş, yontma taş, cilâlı taş devirleri gibi takdirlerin ötesinde gerçekçi bir tasnif yapmak gerekirse kadının hayatını
Hüküm’deki İran tahlillerinden rahatsız olan bazı okurlarımız, Şîa’yı eski ve yeni diye ikiye ayırmak gerektiğini, eski Şia’nın mezhepçi, yeninin ise “İttihad-ı İslam” çizgisinde olduğunu, dolayısıyla
Akif ömrünü İslam coğrafyasını uyandırmaya adadı. İkbal, Kurtuba Camii’ni, Tarık’ın Duası’nı, Şikayet ve Yakarış’ı yazdı. Mustafa Sabri Efendi, Hasan el-Benna, Bediuzzaman, Seyyid Kutup, Ebu’l-Hasan en-Nedvî
Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) insanların düşüncelerine olduğu gibi, hayatlarına da müdahale etti. O bir ırkın değil, İslam milletinin Hamurkâr’ıydı. Kimseyi ayırmadı, Habeşli Bilal
Yıllar önce Baas kadroları Hama katliamıyla sevinmişti. Bilad-ı Şam’da Müslümanlar bir daha kendilerine gelemeyecek, camilerde eski cemaat, okullarda kadim şuur, gençlikte ise o pazarlıksız iman
Tantavi’nin Osmanlı muhabbeti duygusal değil ilmi bir zemine oturmaktadır. Zira Hoca bizdeki tarih profesörlerine taş çıkartacak derecede Osmanlı Tarihi uzmanıdır.