Search
Close this search box.

BELAGAT KUR’ÂN’I KERÎM’İN İ’CAZINA ŞEHADET EDİYOR

Kur’ân-ı Kerîm’in her ayetinde insanı onun bir benzerini telif etmekten âciz bırakmasının (i’cazın) tezahürü vardır. Bu noktada ulema onlarca eser telif etmiş; Zemahşerî, Beydavî, Nesefî, Ebussud gibi müfessirler kaleme aldıkları muhalled eserlerle ondaki i’caz perdesini aralayarak Mü’minlere Allah Teâlâ’nın kelamındaki muhteşem sanatı göstermişlerdir.

Bu noktada Bediuzzaman Said Nursi, Kur’ân’ın nazmındaki harikuladeliği şu iki ayette şöyle ifade etmektedir:

وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ Bu cümlede azabı dehşetli göstermek için en azının şiddetle tesirini göstermekle göstermek ister. Demek, taklili ifade edecek cümlenin bütün heyetleri de bu taklile bakıp ona kuvvet verecek. İşte:

لَئِنْ lafzı, teşkiktir. Şek, kıllete bakar.

مَسَّ lafzı, azıcık dokunmaktır. Yine kılleti ifade eder.

نَفْحَةٌ lafzı maddesi, bir kokucuk olup kılleti ifade ettiği gibi sîgası bire delâlet eder. Masdar-ı merra tabir-i sarfiyesinde biricik demektir, kılleti ifade eder.

نَفْحَةٌ deki tenvin-i tenkirî, taklil içindir ki o kadar küçük ki bilinemiyor demektir.

مِنْ lafzı, teb’iz içindir, bir parça demektir. Kılleti ifade eder.

عَذَابِ lafzı; nekal, ikaba nisbeten hafif bir nevi cezadır ki kıllete işaret eder.

رَبِّكَ lafzı; Kahhar, Cebbar, Müntakim’e bedel yine şefkati ihsas etmekle kılleti işaret ediyor.

İşte bu kadar kılletteki bir parça azap böyle tesirli ise İkab-ı İlâhî ne kadar dehşetli olur kıyas edebilirsiniz diye ifade eder.

İşte şu cümlede küçük heyetler nasıl birbirine bakıp yardım eder. Maksad-ı küllîyi, herbiri kendi lisanıyla takviye eder. Şu misal bir derece lafız ve maksada bakar.

İkinci misal: وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ şu cümlenin hey’atı, sadakanın şerait-i kabulünün beşine işaret eder.

Birinci şart: Sadakaya muhtaç olmamak derecede sadaka vermek ki وَمِمَّا lafzındaki مِنْ -i teb’iz ile o şartı ifade eder.

İkinci şart: Ali’den alıp Veli’ye vermek değil, belki kendi malından vermektir. Şu şartı رَزَقْنَاهُمْ lafzı ifade ediyor. “Size rızık olandan veriniz.” demektir.

Üçüncü şart: Minnet etmemektir. Şu şarta رَزَقْنَا daki نَا lafzı işaret eder. Yani “Ben size rızkı veriyorum. Benim malımdan benim abdime vermekte minnetiniz yoktur.”

Dördüncü şart: Öyle adama veresin ki nafakasına sarf etsin. Yoksa sefahete sarf edenlere sadaka makbul olmaz. Şu şarta يُنْفِقُونَ lafzı işaret ediyor.

Beşinci şart: Allah namına vermektir ki رَزَقْنَاهُمْ ifade ediyor. Yani “Mal benimdir, benim namımla vermelisiniz.”

Şu şartlarla beraber bir tevsi de var. Yani sadaka nasıl mal ile olur. İlim ile dahi olur. Kavl ile fiil ile nasihat ile de oluyor. İşte şu aksama مِمَّا lafzındaki مَا umumiyetiyle işaret ediyor. Hem şu cümle de bizzat işaret ediyor. Çünkü mutlaktır, umumu ifade eder.

İşte sadakayı ifade eden şu kısacık cümlede beş şart ile beraber geniş bir dairesini akla ihsan ediyor. Heyetiyle ihsas ediyor. İşte heyette böyle pek çok nazımlar var.

Kelimatın dahi birbirine karşı aynen geniş böyle bir daire-i nazmiyesi var.[1]


[1]-Said Nursi, Sözler, 25. Söz.

Bu Kiri Büyük Doğu Mecrası Temizler

Okulda, hayatta Allah’tan bahsetmenin yasaklandığı gün; Anadolu, Büyük Doğu Mimarı’nın öncülüğünde muazzam bir fikir ve hareket hamlesine şahit oluyordu. Yalnız başına bir Müslüman bütün küfür yobazlarına meydan okuyor, İslam...

LİSAN ÜZERİNE ALLAH BOYASI’NIN DÖKÜLMESİ: OSMANLICA 

Beş yaşında ilk tahsile İslam harfleriyle başlayan, icazet aldığında ise ibareyi Kahire’deki öğrenciler gibi okuyup-anlayan, İstanbul’da kaleme aldığı tefsiri, Şam’da, Mekke’de ders kitabı olarak okunan bir milletin yüz yıllık...

Şeddeli Yalan Yobazları

CHP Milletvekilinin “Külliyat Kız Okullarında öğrencilere Takdir yerine İslam’ın Kızına belgesi veriliyor.” şeklindeki iddiasının YALAN olduğunu Cumartesi günü mezkür okulda okuyan Kızımın TAKDİR BELGESİNİ yayımlayarak resmetmiştim. Ne var ki...

ANNE

ANNE I. İpekten daha narindi kalbin, Evladın üşürse sen titrerdin. Çocuklarını yüreğinde taşır Biri ah etse sen inlerdin. Hastayım deyince Sanki sen iyi olur, unuturdun bütün dertlerini. Kadın yıkılsa...

Kurban Sünnet mi Vacip mi?

Hanefi mezhebine göre Kurban Bayramı günlerinde kurban kesmek vacip,[1][2] diğer üç mezhepte ise sünnettir.[3] Hanefi mezhebi bu hususta aşağıdaki delillerle istidlal etmektedir: Allah Teala, “Rabbin için namaz kıl ve...

Taksitle Kurban Almak Caiz midir?

İslam, satış akdinin şartlarına uyulması durumunda gerek peşin gerekse de vadeli(müeccel) satışı meşru kabul etmektedir.[1] Kurbanlık hayvan, Allah için kesilmesi cihetiyle bir ibadetin ikamesine vesile olurken, alışverişe konu olması...

İhsan ŞENOCAK YouTube Kanalına Abone Ol