NASRUN MİNALLAH / ZAFER ALLAH’TANDIR (ﷻ)
Müslüman, İslâm’ı yaşamaktan mesul olduğu gibi İslam’a göre yaşamaya çağırmaktan ve bu uğurda mücadele yapmaktan da mesuldür. Allah Rasûlü (ﷺ) bu mesuliyetinin gereği olarak muhacir
Müslüman, İslâm’ı yaşamaktan mesul olduğu gibi İslam’a göre yaşamaya çağırmaktan ve bu uğurda mücadele yapmaktan da mesuldür. Allah Rasûlü (ﷺ) bu mesuliyetinin gereği olarak muhacir
Dünyanın hızlı bir şekilde globalleşmesi, ulaşım vasıtalarının ülkeler arası iletişimi kolaylaştırması, eğitim imkanları ve iş olanakları gibi hususlar Müslümanları, hâkim unsuru gayrimüslimlerden oluşan ülkelerde okumaya,
Kur’an-ı Kerîm’le münasebetimiz, doktora giden lakin aldığı reçeteyi cebinde saklayan hasta gibi olursa Kur’an’a da kendimize de zulmederiz. Reçete cebimizde, ilaç da eczanede kalırsa hastalık
Said Nursi Hazretleri, iman, fikir ve aksiyon yolunun kol başı Alim-i Rabbânilerinden… Kudemanın menheci üzerinde yürüdü, istifhamları, şüpheleri giderdi. Ulûm-u İslâmiyye’yi bütün şubeleriyle tahsil etti.
Allah Rasûlü’nün (ﷺ) yaşadığı hayat, risâlet davasının en büyük şahitlerindendir. Sahâbe (ra) o hayata bakarak Müslüman oldu. O’nu yakından görenler bütün menfi propagandaları bir tarafa
Hz. Adem’den (عليه السلام) Hz. Muhammed’e (ﷺ) kadar bütün dinlerin ortak adı olan İslâm, hakikat; sâir dinler ise o hakikate bakılarak icad edilen yanlışlardan ibarettir.
Yahudi sadece Allah Rasûlü’nün (ﷺ) fert, cemiyet ve devlet planında yapmış olduğu büyük inkılabı değil; Tevrat’ta O’nu müjdeleyen haberleri de inkâr etti. TEVRAT’TA ALLAH RASÛLÜ
Yahudilerin İslâm’ı inkâr edişlerinin arka planında cehalet değil, ihanet vardır. Bu yüzden Kur’ân-ı Kerîm, Yahudiyi bilerek inkâr etmenin sembolü olarak anlatır. Allah (ﷻ), Yahudi üzerinden
Yahudi on beş asır önce Allah Rasûlü’nü (ﷺ) niçin inkâr ettiyse günümüz ideolocyalarının mimarları da aynı nedenden dolayı İslâm’ı reddetmektedir. Yahudi, Kur’ân-ı Kerîm’i bütün hasselerini
Ruhumuzun gıdasına ihtimam gösterir, her konuşanı dinlemez, her mecmuaya bakmaz, sokakta yürürken bir ölçüde gözlerimizi kapatırdık. Gözün ve ruhun kirlenmemesini, midenin zehirlenmemesinden daha fazla önemserdik.