“Kur’ân Müslümanları” adını alarak kendilerine kutsal bir hüviyet kazandırdıklarını düşünen Kur’âniyyûn hareketi, zuhûrundan günümüze kadar ‘‘Kur’ân’la, Kur’ân-ı Kerim’e karşı direnen müslümanlar topluluğu’’ olarak anılmışlardır. Kuşatma
بعض شبابنا يتأثرون بكلام الملحدين الذين قالوا لهم مستهزئين: لماذا لا يُنقذكم ربُّكم الذي وَعَدَكم النَّصر في كتابه؟ التقيتُ مرَّةً بأحد هؤلاءِ الشَّباب المتأثِّرين بأقوال
Müslümanlar yüz elli yıldır tarihteki bütün saldırı şekillerinden daha tehlikeli bir taarruza maruz kaldı. Bu; İslam’ı bizzat müdafaaya memur olanların planlayıp icra ettiği bir saldırı
Kilise, tarih boyu Kur’an-ı Kerîm’le Allah Rasûlü üzerinden hesaplaştı; O’nun şahsına dair yalanlar uydurdu; sonra da o yalanları “hakikat” niyetine asırlarca ders kitaplarında okuttu. Efendimiz’e
Gazeteyi, radyoyu bulan batılı adam, sinemayı da kendi uygarlığını İslâm coğrafyasına ya da “öteki” dediği insanların dünyasına taşımanın vasıtası, emperyalizmanın aracı olarak kullandı. Ne varki