Türkiye Düşerse Âlem-i İslam da Düşer
Türkiye düşerse, Arakan’ın, Gazze’nin bir sabah ufukta Osmanlı Donanması’nın geleceğine dair büyüttüğü hayaller de söner. Türkiye düşerse Âlem-i İslam da düşer.
Türkiye düşerse, Arakan’ın, Gazze’nin bir sabah ufukta Osmanlı Donanması’nın geleceğine dair büyüttüğü hayaller de söner. Türkiye düşerse Âlem-i İslam da düşer.
Gazzâlî hâla bütün ihtişamıyla “istikâmet üzere” hem aklın, hem de ruhun kapısının nasıl açılacağı, onlardaki sırlara nasıl varılacağını göstermekte.
Bütün meşayıh gibi Mevlana da mutlak doğru olarak Kur’an ve Sünnet’i kabul etmiş, buna şahid olarak da “Men bende i Kur’anem eğer candarem” demiştir.
Açmak anlamına gelen “fet(i)h” kapatmanın zıddıdır. Gözeden çıkan suya, yağmura, nehre de “fet(i)h” denir. Yardım, zafer anlamında da kullanılan “fet(i)h” iki davalı arasında hüküm vermek
Ömrünü İslami ilimlerin tedvin ve tertibine adayan Ebu Hanife (r.a.) kelamdan fıkha, hadisten tefsire kadar hemen her alanda çok sayıda münazaraya katıldı.
Medine’de Ravza merkezli bir hayat var… Yeşil Kubbe’den başlayarak yakın mesafede Uhud’a ulaşan, uzak mesafede ise bütün İslam Coğrafyası’nı kuşatan bir manevi iletişim ağına tanık oluyorsunuz.
Bütün bir İslam coğrafyasında âlimler, veliler, “İstanbul Başkent oldu.” rüyaları görüyor. Ümmet, Afrika çöllerini su kuyuları ile donatan devletin yüreklerdeki iman ve hakikat çekirdeklerini sulayacak hamlesini bekliyor.
Mustafa İslamoğlu konuşmalarında Şia’yı, “Ehl- Beyt mezhebi” olarak isimlendirmekte ve onları tadlîl etmenin yanlış olduğunu iddia etmektedir.
“Kadir Gecesinde” Hıms’ta, Halep’te, Der’a’da, Arakan’da camilerde ve sokaklarda yaşanan Müslüman katliamına hüzünlendik.
Ayakların birbirine dolandığı, kabirle dünyanın aynı karede ictima olduğu ayrılık anında geride yetimler bırakan bir baba gideceği yer kadar ayrılacağı dünyayı da düşünür. Bu yüzden