Barut kokusu, yetim çığlıkları, genç kadınların ağıtları arasında susuzluktan çatlayan toprağa düşen bir yağmur gibidir Âlem-i İslam’da Bayram… Acıları unutturur, yaralara merhem olur, namazla dağılan yürekleri, yıl boyu bir araya gelemeyen kardeşleri birleştirir, İngilizler’in çizdiği sınırlarla birbirinden ayrılan müminleri aynı idealler etrafında cem eder; Arakan’dan, Mağrib’e kadar aynı gün...
HAKK’A VUSLAT, ÜMMET’E SILADIR BAYRAM
Gün doğar, yeryüzünü kaplayan karanlık örtü zail olur; zulmet gider, nur gelir, gözler güneşin ziyasıyla çiçeği, çimeni görür. Oruç da güneş gibi bir nurdur; varlığımızı örten karanlık noktaları aydınlatır. İnsan oruçla arınır, arındıkça özgürleşir; nefsanî kayıtlardan kurtulur. Binbir ilaha köle insan, oruçla sadece Allah’a kul olur. En uzak gurbetler oruçla vuslata döner. Her iftar, özgür...
ORUÇ CÜMLE ENBİYA İLE CENNETİN KAPISINA DOĞRU YÜRÜYÜŞTÜR
Ramazan; oruçla, iftarla, sahurla, teravihle Cennet’i arzulamak, ilahî mağfireti soluklamaktır. Ramazan gelince ruhlarda, sokaklarda bir şehrâyin başlar; mü’minler mukabeleyle, teravihle, gece namazıyla Cennet’in kapılarını açar. Ramazan-ı Şerif’te herkes daha hassas davranır; nefsine onlarca defa “Sabır!” der, “Sükûnet!” telkîn eder, “Yalana, tuğyâna, gıybete girme!” diye öğüt verir. Oruçla bir...
BEDİRSİZ ve FETİHSİZ RAMAZANLAR
Hz. İsa’dan dan sonra altı asır devam eden fetret, bir Ramazan ayında bitti. Yerle gökler Ramazan’da buluştu, Kur’an-ı Kerim Ramazan’da doğdu.[1] Allah Rasûlü ﷺ gibi Ashâb-ı Kirâm da bu ayda çok Kur’an-ı Kerim okur, âyetler üzerinde tefekkür ve tezekkür eder; “İlahî buyrukları nasıl hayatımıza tatbik edelim?” cehdi içinde olur, sabahlara kadar namaz kılar; uykusu gelenler okudukları âyet-i...
ORUÇ İNKILÂBI
On dört asır önce oruca çağrı, “İman edenler!”[1] diye başladı; “Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı.” şeklinde devam etti; “Umulur ki müttakiler kadrosuna dahil olursunuz.” ifadesiyle sona erdi. Âyetin bu şekilde terkib edilmesinden murâd (Allah-u A’lem) şudur: “Müslümanlar, dikkat ediniz! Oruç, ancak müminlerin eda edebileceği bir ibadettir. Kâfirler, münafıklar oruç...
BİR EMANETTİR ORUÇ
Allah Rasûlü’nün ﷺ dilinde oruç, emanettir; Ümmet’ini de o emanete sahip çıkmaya davet etmiştir.[1]Emanet olan oruç, bütün âzâlar günahtan korunarak muhafaza edilir. Bu yüzden Rabbânî Âlimler, kişinin, orucu “sahurdan iftara kadar bir şey yememe”ye indirgemesini orucun en zayıf hali olarak görür. Masiyet arenalarında şehevî nağmeler dinleyen kulağın, haramdan korunmayan gözün sahibine Ramazan’dan...
İBRAHİMÎ BİR ŞUUR, YÛSUFÎ BİR HAYÂ İLE DİRİLİŞTİR ORUÇ
Müminler Allah Azze ve Celle’nin rızasına nâil olabilmek için Ramazan’da imsaktan iftara kadar yemek, içmek ve eşleriyle birlikte olmaktan uzak dururlar. Gâyeleri ise, muttakîler kadrosuna dahil olabilmek.[1] Allah Rasûlü’nün ﷺ ifade buyurduğu gibi oruç, mümine kalkan olur.[2] ve onu Allah’a ve Rasûlü’ne itaat etmeye, nehyedilenden ise uzaklaşmaya çağırır. Nefsi şehvet veren her şeyden...
HAYATA AHİRET AYARI YAPMAK: ORUÇ
Ayakların birbirine dolandığı, kabirle dünyanın aynı karede toplandığı ölüm anında geride yetimler bırakan bir baba, gideceği yer kadar ayrılacağı dünyayı da düşünür. Bu yüzden korkuyla umut arasında med-cezirler yaşarken en güvendiği bir dostunun adını telaffuz eder; yetimlerini ona vasiyet eder. Rahman olan Allah Teâlâ da insanlığı himaye ve idare etme vazifesini, onlar üzerine “şahit” olarak...
KENDİNE SAHİP OLMAK ve ÜMMET’E SAHİP ÇIKMAKTIR ORUÇ
Bir kahve içmek ya da ziyafet için 5-10 dakikalık mesâfeyi kateden insan, hevâsının en büyük tezâhür şekli olan yemek yemeye Ramazan’da, “Dur! Ben senin için yaratılmadım.” der; olmazsa olmaz dedikleri olmadan da hayatın olabileceğini öğrenir. Uykuyu, konuşmayı, yemeyi azaltır, ibadeti artırır. Allah Rasûlü’nün ﷺ “Nice oruç tutanlar var ki, onlara oruçtan geriye sadece susuzluk kalır.”[1] ikazı...
HZ. İBRAHİM’LE PUT KIRMAK, HZ. MUHAMMED’LE ﷺ AYNI SAFTA DURMAKTIR ORUÇ[1]
Her Ramazan; yaşadığınız dünyadan, hasretini çektiğiniz bir dünyaya doğru bir seyir başlar. Köyden, kasabadan, şehirden hareket eden müminler, yol boyu “ezelden ebede” yürüyen muazzam iman kafilesiyle karşılaşır ve ona katılırlar. Bu, bir sıla yürüyüşüdür. Yürüdükçe tarih yakınlaşır, yürüdükçe Kudüs, İstanbul, Salahaddin, Yavuz Sultan yakınlaşır. Hepsinde Besmele, Hepsinde Hamdele Oruç tutanların...